1. Anasayfa
  2. Genel

Bilim ve Bilim Felsefesi

Bilim ve Bilim Felsefesi
0

Selam olsun,

Bilim ile Bilim Felsefesi arasındaki farkı konu edip aslında kavramların önemi üzerine bir yazı yazmak istiyorum. Sanırım bu yazıyı yazmaya başlamış bulundum bile.

Bu kavramların karıştırılması genel olarak ülkemize has bir durum değil. Kavramlar kişinin bence diyerek içini doldurabildiği kaplar gibi olduğundan bir kavramın herkese göre farklılaştığını görebiliriz. Bilim ve Bilim Felsefesini konu ediyorsam da bu her alanda geçerli bir yazı olacak.

Sert bir örnekle girmek isterim.
Evrim Teorisi.

Evrimin varlığı bilimsel bir gerçekliktir buna karşı bu bilgi ile oluşturulan teoride daha çok bilim felsefesidir.
Evrim var ancak bu evrimin teoride anlatıldığı gibi tesadüfen oluştuğu bilimsel felsefenin alanıdır.
Tıpkı Yaratıcıya duyulan inanç gibi tesadüfen oluştuğu da inanç konusudur.

Hadi canım, böyle safsata duymadım demeden önce neden bu sertlikte giriş yaptığımı anlatmak isterim.

Bilim evrimin olduğunu deneysel çalışmalarla kanıtlar buna karşın evrim teorisi bilimin kanıtladığı kısmı alıp üzerine mantıki çıkarımlarla binalar inşa etmeye başlar ki bu durum çok sağlıklı değildir. Evrimin tesadüfen olduğu bilimsel olarak kanıtlanamaz çünkü o büyüklükteki zaman dilimlerinde deneyler yapılamaz, sonuçlar alınamaz. Tesadüfen oluştuğunun bir ispatı da yoktur. Kanıtlanamayacak bir şey bilim olarak adlandırılması ise inançtan öteye gidemez. Bir noktanın altını çizmek zaruri hale geldi… Evrim Teorisi doğruda olabilir yanlışta olabilir. Üzerinde durduğumuz şey kavramlar.

Bu konunun önemi yine örnek olarak seçtiğimiz konudan ilerlersek şöyle izah edilebilir.
Bilim Felsefesine dayanan bir kabulü bilimin kanıtladığı bilgi olarak ele alırsanız evrenin tesadüfen oluştuğunu peşinen kabul etmiş olacaksınız. Evren tesadüfen mi oluştu? Bilmiyoruz…

Dini inançlar bir yaratıcı olduğunu kabul ederken buna karşın bilim felsefesine kapılanlarda tıpkı dini inanç sahipleri gibi ispatlamayacakları bir kabulü sahipleniyor. Hiç mi fark yok? Diye sorduğunu biliyorum. Elbette fark var ama sadece fark var. Birisi inanç diyerek yaratıcıyı kabul ediyor, diğer kesim ise inancının üzerine bilimsellik serpiştirip inanıyor. Deneye alınamayan, gözlemlenemeyen ya da ispatlanamayan hiçbir şey bilim değildir. İnanç türleridir. Bilimsel inanç, dini inanç, hissi inanç vb.

Bilimi ileriye götüren lokomotif bu iki inanca dayalı görüş yerine salt bilim diyen insanlardır.
Neyin bilim neyin felsefe olduğunu ayıramadığımızda yaptığımız bilimsel çıkarımlar sağlıklı olmaz, bilimin ilerlemesi doğru bir istikamette olmaz. Bizim artık bilimi dini kanıtlama ya da dinlerin olmadığını kanıtlama gibi konuların peşinden koşturmamız lazım. Salt bilgiye ulaşma hedefine tekrardan döndürmemiz lazım.

Karanlık madde araştırmalarını, yayınlarını takip ediyoruz ve hepimizin bu konuda olumlu fikirleri var en azından olması lazım diyebiliyoruz ama olması lazım ile var demek aynı şeyler değildir. Bunun en güzel örneği CERN de yapılan deneyin temel nedenidir. Maddeye kütle ve hacim veren bir şey olduğunu olmalı diyerek zaten kabul ediyorduk ama bilim kabulle ilerlemediği için bunu ortaya çıkartıp deneysel olarak ispatlamak zorundaydı. Bu deneye katılan ülkeler, firmalar, kişiler zaten kabul ediyorduk ne lüzumu var böyle araştırmalara demediler, diyemezlerdi. Bilim tam olarak budur.

Bu tip birçok çalışma daha önceden kabul edilen yüzlerce teoriyi çöpe atmıştır veya ispatlayıp bilgi olarak sunmuştur.

Konuyu Bilim – Bilim Felsefesi ve Evrim Teorisi ile anlatma arzumun altında en bilinen konular olmasından ziyade üzerinde en çok fikre sahip olduğumuz konular olması yatmakta.

Bu tip konularda aldığım bir eleştiriyi sizin adınıza kendime yapmaktan kıvanç duyarım.
Bilimsel çıkarımlar, Bilim felsefesi bu kadar boş mu?

Asla değil.
Sadece önemli bir noktayı dikkate almak gerekiyor.
Bilimsel çıkarımları, çıkarım olarak değil deneye alınmış ve ispatlanmış bilgi olarak ele alıp üzerine inşa yapmaya çalışıldığında yıkılan inşanın altında sadece insanlık değil bilimde kalmakta.

Yapılan şey şu; Karanlık madde olmak zorunda, eğer karanlık madde varsa karanlık gezegenler vardır, karanlık gezegenler varsa bizim bilmediğimiz akıllı yaşamlar burada olabilir, Oradaki akıllı yaşamlar dünyamıza gelip Amerikan başkanının yanında görev yapıyor… Şaka gibi mi? Bu iddialar gerçekten var. Çıkarım üzerinden çıkarımlar yapıldıkça artık bir noktadan sonra hepsi gerçeklik gibi kabul görme potansiyeline kavuşuyor.

Kavramlar taşıdıkları anlamlardan daha fazla ağırlıklara ve etkilere sahip olabilir.
Dikkatli olmak zararlı bir sonuç yaratmaz.

Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir