1. Anasayfa
  2. Genel

Bilim ve Uzay Ahlakı?

Bilim ve Uzay Ahlakı?
0

Selam olsun,

Gerçekler kadar can yakar mı asit yağmurları? Diye edebi serserilik yapmayacağım.

Bilimi her açıdan takip ediyor üzerine düşünüyoruz ancak zannımca ahlakını pek konu etmiyoruz. Ben bu yazıda bilim ve uzay konularında ahlakın ne derece önemli olabileceğini anlatmaya çalışacağım. Yazıya başlamadan önce bahsettiğim “Ahlak” kelimesine evrensel haklar manasını boca ediyorum. Bir toplumda içki içmek ahlaksızlık sayılabilirken bir başka toplumda inek eti yemek ahlaksızlık sayılabilir. Bizim bilim ve uzay konularında bahsettiğimiz ahlak evrensel boyutta.

Kanserli insanları tedavi etmek isteyen ile insanları bir odaya koyup zehirleyerek yok etmeye çalışan başarılı bilim adamlarıdır. Birine iyi diğerine kötü demek çok doğru değil. Elbette, hitlerin emrindeki bilim adamlarından bahsediyorum. Bu bilim adamların çoğunluğu ailelerine düşkün, hayvan sever hatta çevrelerinde çok yardımsever olarak bilinen insanlardır. Bu cümlelerden ne muhterem insanlarmış gibi bir sonuç çıkmasın bahsettiğim şey iyi kötüden ziyade mesleki ahlaktır.

Bugün kullandığımız birçok ürün için milyonlarca canlıyı kobay olarak kullanmak ile birçok canlıyı zehirleyip öldürmek arasındaki tek fark birinin insan diğerinin hayvan olması. Evrensel ahlak her türden canlıyı kapsayan koca bir şemsiyedir.

Evrensel bir ahlak olmadığında sadece insan hayvan ayrımı değil ten rengine göre insanlar içinde ayrım yapmakta. Bu toplumsal ahlak boyutu bizim konumuz ise bilim ve uzay…

Şunu en baştan belirtmek isterim ki bilimsel ahlak toplumsal ahlakın fersah fersah ilerisindedir. Daha evrensel değerlere sahiptir ancak daha üstün değerlere ulaşmaması için bir neden yok. İnsanı öldüren bombalarda bilim adamlarından çıkıyor, insanı hayata döndüren tıbbi cihazlarda. Gerçekçiliği elden bırakmadan düşünürsek silah sanayi neden var diye sorgulamaya gerek duymayız. Evet, Keşke olmasa ama büyük romantizm olur. Bu silahları üretirken atom bombası gibi boyutlara geçilmemesi hatta kitle imha teknolojilerinin hiç ilerlememesi mümkündü. Biz o treni kaçırdık.

Yazının ilk satırlarında belirttiğim gibi bu insanlara zarar veren çalışmaları yapanlar kötü diyebileceğimiz insanlar değil sadece bilimsel ahlaka sahip değiller.

Bu ister istemez uzay konusuna geliyor…

Ay kimin? Mars hangi ülkenin? Amerika aya üs kurup burası benim diyebilir mi?

Bu sorular henüz yeteri kadar önemli gelmiyor ancak geleceğin en büyük tartışmaları bu konular üzerine olacak. Bir göktaşı var ve önemli madenlere sahip bu göktaşı kime ait olacak? Bulana mı yoksa gidebilene mi? İlk bakışta giden alır diye cevap verilmesi normal ancak gidebilen 20 ülke olduğunda hangi kurallar, kanunlar geçerli olacak? Evet, doğru anladınız uzay barbarlığından bahsediyorum ki bu durumlar dünyada ülkelerin savaşması için yeterli.

Bilimsel ahlak rayına oturmakta ve gerçekten çok ileri boyutta ilerlemeler sağladı ancak bakir bir mevzu olan uzay çalışmaları için henüz barbarlık seviyesi ötesinde bir gelişme yok. Şu aşamada olması zaten hayalî bir durum olurdu.

Uzay konusunda ülkeleri birbirinden ayırdığımız sınırlar işlevsiz kalacağından farklı çözümler illaki ite kaka bulunur ama bu çözümlerin adil ya da evrensel değerlere uygun olacağını beklemek ilk aşamada çok fazla bir beklenti olur.

Ay hep sahipsiz ve tüm dünyalıların mı olacak dersiniz?
Daha ufacık kara parçaları için yüzyıllardır anlaşmazlıklar yaşayan bizler için ay konusunda bir uzlaşma size gerçekçi geliyor mu?

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir