Yeni bir çalışma, güçlü yıldız patlamalarının evrendeki yaşamın kökeni ve evrimine ciddi bir meydan okuma oluşturabileceğini öne sürmektedir.
Bu tür patlamalar, büyük miktarlarda ultraviyole (UV) radyasyonu yayar ve bu sadece bildiğimiz gibi hayata doğrudan zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda nispeten yakın yörüngede dönen gezegenlerin atmosferlerini de ortadan kaldırabilmektedir. Bu sorunlar, özellikle Samanyolu galaksisinin yıldız nüfusunun yaklaşık % 75’ini oluşturan kırmızı cüceler, küçük ve sönük yıldızlar etrafında dönen dünyalar için daha belirgindir.
Kırmızı cüceler; özellikle genç olduklarında, Güneş benzeri yıldızlardan daha aktiftir. Her kırmızı cüce çok sönük olduğu için, onun ” yaşanabilir bölgesi ” – sıvı suyun bir dünya yüzeyinde sabit olabileceği yörünge mesafeleri – güneşimiz gibi bir yıldızdan çok daha yakın mesafede bulunmaktadır.
Yeni çalışma, bu iskelet taslağını ortaya çıkarmaya yardımcı oluyor. Araştırmacılar, kırmızı cüce süper alevlerin ürettiği muhtemel UV emisyonlarının yanı sıra, küçük yıldızların yaşanabilir bölgelerinde bulunabilecek kayalık gezegenlerin emdiği radyasyon yüklerini hesaplamaktadırlar.
Chapel Hill’ in bir açıklamasında; North Carolina Üniversitesi (UNC) Fizik ve Astronomi Bölümü’nde doktora öğrencisi Ward Howard, “Genç yıldızların yörüngesindeki gezegenlerin yaşamı yasaklayan seviyelerde UV radyasyonu yaşayabileceğini bulduk, ancak bazı mikroorganizmalar hayatta kalabilir” ) demiştir.
Ekip üyeleri, yeni bilgilerin ileriye dönük çeşitli diğer astrobiyolojik araştırmalara yardımcı olabileceğini söylemektedirler.