1. Anasayfa
  2. Genel

TRAPPIST-1 sistemi ve yaşam arayışı.

TRAPPIST-1 sistemi ve yaşam arayışı.
0

Selam olsun,

Yaşanabilir gezegen araştırma komitesi onursal başkanı olarak diye cümleye başlamak istesem bile daha ılıman bir tonda konuya giriş yapacağım.

Dünyamızda yaşamın oluşumunda gezegenimizin güneş yörüngesinde bulunduğu yerin önemi çok önemlidir. Suyun sıvı halde bulunması için belirli bir mesafe aralığında olmamız lazım ki yaşam başlayabilsin.

Galaksimizde bulunan gökadalar incelenirken uzak bir yerde TRAPPIST-1 Sistemini keşfettiğimizde tek bir güneşin etrafında yedi tane dünya benzeri gezegen olduğunu tespit ettik. Bu keşif büyük bir şaşkınlık yarattı ama bu gezegenlerden 3 tanesinin suyun sıvı halde bulunacağı aralıklarda olması daha büyük bir heyecan yarattı.

trappist1

Bahsettiğimiz sistemin güneşi bizim güneşimiz gibi diyemeyiz. Kırmızı cüce olarak tanımlanan güneşin bizim güneşimizle anlatmak istersek güneşimizin %10 nu kadar kütleye sahip görece olarak çok daha sönük diyebiliriz.

Keşfedildiğinden beri yerdeki ve uzaydaki teleskoplarla incelemeler yapılmış ve yapılmakta. Aranan şey ise atmosfer oluşumuna dair ve yaşanabilir olduğuna dair izler. Görece yeni bir keşif olduğundan üzerine 10 yıl çalışılmış bir projeden elde edilen hatırı sayılır sonuçlarımız bulunmuyor. Yeni aktif edilen ve yapımı 2027 de bitecek yeni teleskopların görev listesine eklendi bile.

Bu tip çalışmalar bizim yaptığımız simülasyonlardan çok daha değerli sonuçlar verebiliyor. Kendi dünyamızın akıbeti, etkileşimi ve maruz kalacakları açısından değerli bilgiler sunacaktır. Dünyamıza ve güneş sistemimize dışarıdan bakmak gibi düşünebilirsiniz. Bahsettiğim şey belki de dünyanın en sevimli hayvanları olan develerde kulak olarak tabir edilebilir.

Atmosferin oluşması, yok olması, suyun sıvı halde olmasının sonucunda oluşacak varyasyonlar, maruz kalınan etkenlerin doğurduğu sonuçlar gibi birçok bilgiye sahip olabileceğiz. Aslında bunları bilmiyor değiliz ama işler gezegen boyutunda olduğunda ve maruz kalınan etkenler rastgele olduğundan muhakkak yeni bilgiler edineceğimize inanıyorum. Belki tek başına çok büyük yenilikler getirecek bilgiler olmayabilir ama mevcut bilgimize eklediğinizde büyük yenilikler elde etmenize olanak sağlayabilir. Kütle olarak ve güneşe mesafesi olarak dünya benzeri gezegenler diğer gezegenlerden çok daha fazla dünyamızla ilgili bilgi ve fikir oluşmasına olanak tanıdığından bizler için hep heyecan verici olmuştur.

Özellikle 2027 de çalışması beklenen ELT teleskobu ve mevcutta kullanılan James Webb teleskobuna büyük umut bağlanıyor. Bu teleskopların bahsettiğimiz gezegenlerdeki yüzey sıcaklıkları, değişimleri ve biyolojik taramalarla bizlere daha fazla bilgi üretmesi bekleniyor.

Bir gidip bakalım şu kırmızı cücenin yedi gezegenine dersek o iş biraz sıkıntılı olacaktır zira ulaştığımız en yük hız olan saatte 700.000 km hızı sabitleyip durmaksızın yolculuk edersek 61.000 yıl içinde TRAPPIST-1 Sistemine ulaşmış olacağız. Uzun yolu seven insanlar için bile pek katlanılası bir yolculuk olmayacağını düşünüyorum.

Kendi galaksimiz içindeki bir gökadada bulunan güneş sistemine gitmek için 61.000 yıl gerekiyorken galaksiden çıkıp farklı bir galaksiye gitmek çok uçuş puanı biriktirse de puanlarımızı kullanacak ikinci bir uçuş şansımız kalmayacağından çok rasyonel gelmiyor.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir