1. Anasayfa
  2. Genel

Uzay çalışmalarında neden insan kullanılmıyor?

Uzay çalışmalarında neden insan kullanılmıyor?
0

Selam olsun,

Yok, arkadaş Ay’a gidilmedi. Videodaki gölgelerden anlaşılıyor zaten. Gittik diye bizim duygularımızla oynuyorlar. Adile Naşit kahkahasıyla bu söylemlere gülüp geçiyoruz pek tabi.

Gittik madem neden bir daha gitmiyoruz?
Bak hale sen sorudaki cesarete hatta ferasete. Ben bu soruyu biraz daha üzerine yazılabilir, düşünülebilir ve mantığa uygun hale getirmek isterim.

Uzay çalışmalarında neden insansız çalışmalarla ilerliyoruz?

Bu kallavi sorunun yanıtının “Gerek yok” olması çok hazindir. İnsan daha afili bir cevap bekliyor. Şöyle çarpanlar böyle etkenler falan detaylandırmak daha dolu gelmez mi? Gelir gelir. Hadi o zaman beklentileri karşılayacak şekilde neden Gerek olmadığını yazalım, okuyalım ve üzerine düşünelim.

Gerek yok cevabının ilk nedeni ekonomiktir.
Bir roketi aya gönderme maliyeti 500 milyon$ aynı rokete insan koyduğunuzda toplam maliyet 25 – 35 milyar $ seviyelerinde. Peki, bu fark nasıl oluşuyor? Roketin içine insan koyduğunuzda öncelikle o göreve uygun insanı yetiştirmeniz gerekiyor ki bunun için uzay ve uzay aracı similasyonları, yerçekimsiz alanlar, teknik bilgiler vb. bir çok masrafa girmeniz lazım. Bununla sınırlı değil. Bu yetişmiş insan için özel kıyafetler, kıyafetlerin testleri, uzay hastalıklarına müdahale edebilecek doktorların yetiştirilmesi vb. Hayır bitmedi! Bu insanın uzayda yemesi, içmesi, tuvaleti ve temel ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojilerin bulunması.

Yukarıda sadece insan için gerekli masrafları yazdık. Şimdi insan olduğu için rokete eklenecek masraflara bakalım. İçinde insan olacağından daha büyük bir roket yapılması gerekecek. Bu roketin hızı ve manevraları insan bedenine zarar vermeyecek ve normal bir roketten çok daha fazla korunaklı olacak. Bu rokete insanın içinde yaşamasına imkan verecek cihazları koymak gerekecek. Oksijen ile sınırlı değil. Radyasyon engelleyici, manyetik vb bir çok teknoloji.

Yakıtın lafını yapmayalım 50 TL lik değil bu sefer depoyu doldurduk sayalım. Normalde cihazların dayanacağı ısı insanın dayanacağından daha fazla ama içine illaki insan koyduk madem bu sıcaklık artık problem yaratacak. Dengelemek için ayrı bir sistem daha kurmamız lazım. Aya daha sert inişler yapabilecekken artık insan taşıyoruz, meyve kasası değil diyerek inişi daha yumuşak yapabileceğimiz ters roketler yapmamız gerekecek.

500 milyon$ harcayıp Ay’a gidip bilgi toplayıp gelmek varken 25 – 35 milyar$ harcamak gereksizdir.

Peki, neden gidildi? Cevabı siyasidir. Güç gösterisidir. Soğuk savaş döneminde Amerika ve Rusya arasında teknoloji savaşının ürünüdür. Bilim dünyasına teknoloji dışında bir katkı sunmamıştır.

Uzaya insan göndermenin gereksizliğinde ikinci neden uzay çalışmalarında hız kesen ve zayıf halka oluşturan en temel unsur insandır. İnsansız bir uzay aracının hızı, manevra kabiliyeti ve en önemlisi feda edilebilirliği muazzam farklar yaratıyor. İnsansız araçları kamikaze gibi kullanarak en son patlama anına kadar anlık aldığı veriyi göndermesini sağlayabiliyoruz. Geri dönme planı bile yapılmıyor, gidebildiği kadar uzağa gitmesine izin verebildiğimiz için daha uzaktaki gökcisimleri hakkında bilgi edinebiliyoruz. İnsan faktörü işin içine girdiğinde bunları yapma şansımız olmuyor.

Uzaydaki çalışmalarda insanın kullanılmama nedeni hem ekonomik hem de insan bedeninin sınırları sebebiyle tercih edilmiyor.

Bir üçüncü neden daha var.

İnsanın gidip bilime katacağı bir şey yok. Kameralar, uzaktan kontrol edilen araçlar, örnek toplayıp analiz yapan araçlar insanın içinde hareket edilmesi zor kıyafetler ve can güvenliği riskleri ile yapacaklarından çok daha fazlasını yapabilmekte. Tek istisna var diyebilirim.

Bu istisna insanın bu sınırları aşması için teknolojiyi geliştirmesidir.
Teknoloji geliştirmek iyidir ama bunları uzay çalışmalarından ayrı tutmak lazım.
Uzay çalışmalarında insana gerek yoktur ama insanın uzayda daha özgür ve güvenli olacağı teknolojiler fena olmazdı.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir