Selam olsun,
En çok yazdığım konulardan olan ayımıza bu güzel gece için teşekkür ederken ve daha önce yapay güneş hakkında yazmışken hafif bir mahcubiyet hissi yaşadım. Ben nasıl yapay ay hakkında yazmamış olabilirim!
Hayıflanmak yerine yazmaya karar verdim.
Güzel bir yann tiersen müziği eşlinde yazımıza başlayalım.
Yapay uyduların ne anlam taşıdığını anlatmak için ayımızın dünyamıza etkilerinden biraz daha bahsetmem faydalı olacaktır.
Biliyoruz ki uydumuz ay dünyamızın dönüş hızını etkilemekte. Eğer ay olmasa dünyamız olduğundan çok daha hızlı dönecekti. Peki, bu neye neden olacaktı? Öncelikle dünya daha hızlı döndüğünden fırtınaların şiddeti çok daha fazla olacaktı ki bu çok daha fazla gerçekten yıkıcı fırtınalar olurdu. Okyanuslar, denizler yer değiştirecekti. Birçok bilinen ülke hatta kıta su altında kalırdı. Günler ve gecelerin süreleri değişir yani iklim bildiğimiz gibi olmazdı.
Uydumuz ay daha büyük kütleli olsaydı bu sefer dünyamız daha yavaş dönecekti. Fırtınalar yerine yaprak kımıldamayan bir dünyada yine okyanusların yer değiştirdiği ve gecenin gündüzün farklılaştığı sahneler olacaktı.
Bir gezegenin mevcut durumuna o gezegenin uydu ya da uyduları etki eder. Bu etkiler gezegenin en temel özelliklerini belirler. Bu noktadan sonra yapay uyduların önemi ya da yapabilecekleri biraz daha ortaya çıkmıştır sanıyorum.
Belirli gezegenlerin yaşanabilir olmasını sağlayabilmek için yapay uydular kullanılabilir. Hatta dünyaya yönelen yaşamı yok edecek göktaşları için bu yapay uydular kalkan görevi görecek şekilde kullanılabilir. Farkındayım ki ağır bilimkurgu içeren bu düşüncenin hayata geçmesi çok uzun zaman alacaktır. Yapay güneş çalışmaları başlamadan böyle bir çalışmanın yapılacağı kadar bilimkurgu…
Bir gezegeni yavaşlatmak için devasa kütleli uydular yapmamız lazım ya da taşımamız lazım. Mesela x bir gezegeni yavaşlatmak için 20 tane ayımız kütlesinde uyduyu taşımamız gerekebilir. Evet, haklısınız çok uçuk. Peki, hızlandırmak o kadar uçuk mu? Yok etmek ve patlatmak çok daha kolaydır.
Bu düşünce elbette sadece benim aklıma gelen bir düşünce değil. Bu konu hakkında yapılan tartışmalarda bir şekilde göktaşlarını, küçük uyduları taşıyacak teknolojiye ulaşılabilir sonucu çıkmakta ancak daha büyük sorunların oluşacağı ortak görüştür.
20 tane ay büyüklüğünde uyduyu taşıyıp x gezegenin hızını, iklimini değiştirdik diyelim. Bu uyduların taşındığı bağlı olduğu 20 gezegenin de değişimi söz konusu olmakta. Bu öyle bir değişim ki zincirleme değişimleri doğurabilecek potansiyele sahip. 20 tane ay yerine 20.000 tane göktaşını bir araya toplamak daha zor olsa da daha güvenli olabilir.
Dünyanın dönüş hızında tespit edilen artışın ayımızın her sene bizden 4 5 cm kadar uzaklaşması olduğunu biliyoruz. Bu dönüş hızındaki artış daha yıkıcı fırtınalarla sınırlı kalmayacak. 10.000 sene sonra ay dünyamızdan 400 Metre uzaklaşmış olacak ki uzaklaşma hızının artış göstereceğini hesaba dahil etmiyoruz.
Yapay uydu çalışmalarının ön adımlarından biri dünyanın en zengin iş adamlarının kurduğu uzay madenciliği olacaktır. Uzay madenciliğinin temelinde değerli içeriğe sahip göktaşlarının ay yörüngesine çekilerek burada madenin toplanması üzerine. Yapay uydularda aynı mantıkla belirli yörüngelere çekilecek gökcisimleri ile oluşturulabilir.
Ayın hep aynı yüzünü görmemiz aydan daha kütleli olan dünyamız yüzünden. Dönüş hızı o kadar yavaş ki dünyanın etrafında dönüş hızı ile kendi etrafında dönüş hızı denk sayılır. Bu dünya ve ayımıza has bir durum değildir.
Bu konularda 20.000 gök taşını bir noktaya toplamak, taşımak fazla bilimkurgu gelebiliyor. Şöyle bir örnekleme yapmak isterim ki bahsettiğim şeyin göktaşı imal etmek olmadığı daha net ortaya çıksın.
Size 100 arabayı 5 dakika içinde şu noktaya toplayın desem bu imkânsız diyebilirsiniz. Arabaları sizin sürmeniz gerektiğini siz düşündünüz. Otoyola koyacağınız bir ok işareti ve yönlendirme ile 5 dakikada bahsettiğim noktaya 500 araç getirebilirsiniz.
Uzayda mecazen sayısız göktaşı zaten oradan oraya akıp gidiyor. Kaynak mevcut.
Uzaya büyük bir tabela mı yaptırsak mecburi istikamet diye?