Selam olsun,
Biz dünyada yaşayan insanlar olarak ne kadar özeliz değil mi? Bu özel oluşumuzun temeli ender hatta bilebildiğimiz tek tür olmamız. Megalomanlığımız zirve yapsın diye yazmıyorum zira tür olarak bu en büyük meziyetlerimizden…
Artık kolonileşme, uzay üsleri ve benzeri ortamlarda kalıcı hale gelmenin yollarını arıyoruz ki bunun yolunu bulacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olduğunu düşünmüyorum. Zaman ve imkânlar el verdiği an bu gerçekleşecek.
Gerçekleştiğinde bizim bu ek olma özelliğimiz değişecek zira yaşanabilir başka gezegenlerde ya da uzay üslerinde kalıcı yaşama geçildiğinde insan türünün fiziksel özellikleri dahil birçok değişimi yaşayacağı şimdiden bildiğimiz bir gerçeklik. Bu gerçekliğin pek konu edilmiyor olmasının nedeni elbette önemsiz görüldüğünden değil. Durumun gerçekleşmesi çok yakın bir sürede olmadığından öncelik verilmiyor.
Başka bir yaşanabilir gezenin atmosferi farklı olacaktır, yer çekimi farklı olacaktır ya da iklim ve dönüş hızları farklı olacaktır. Tüm bu daha fazla etkenin birebir aynı ölçülerde olan bir gezegenin bulunması mümkün gözükmüyor. Mesela yer çekim gücüne göre insanların kemikleri daha kalın ya da ince olabilir. Boyları daha uzun ya da kısa olabilir. Bu “daha” çok ucu açık bir “daha” dır. İnsan boyunun 50 cm ortalamasında olabileceği gibi 4 metre uzunluğunda da olabilir. Ne var ki biraz uzun kısa olsak diye düşünebiliriz ama bu sadece yer çekiminin etkilerinden bir tanesi.
Atmosferden kaynaklı ciğerimizin özellikleri değişeceği gibi kalbimizin yapısı da değişecektir. Maruz kalacağımız yeni ortamdaki mikroplar, bakteriler vb. birçok değişik etkiye maruz kalmamızın yapabileceği değişiklikleri tahmin etmek çok zor. İnsanın kemik yapısının yani biyolojik değişiklikleri o kadar büyük farklar yaratacaktır ki artık iki gezegendeki insanlar birbirinden farklı türlere dönüşecektir. Nesiller geçtikçe iki insan türünün bağı kalmayabilir.
Evrende kendimizi özel hissetmemizi sağlayan tek oluş hikâyemiz bu serüvenlerle sona erecek. İlk başlarda iki dünyadaki insanlar sorun yaşamayacaktır ama nesiller sonrası fiziksel olduğu kadar düşünsel olarak farklı iki insan türü kaçınılmaz olacaktır.
Unutmayalım ki bizim tüm düşüncelerimiz, hayallerimiz ya da yaşam becerilerimiz hatta teknolojimiz dünyamızın bize sunduğu imkânlar ile gözümüzün gördükleri üzerine kuruludur. Bunu en iyi dünyamızın içindeki kıta farklılıklarının bile ne kadar büyük farklar yarattığını düşünerek anlayabiliriz. Aynı dünyada olmamıza rağmen kimimiz çekik gözlü, kimimiz siyahi, kimimiz savaşçı olmaya daha yatkınız kimimiz ise düşünce yapısı olarak çok ilerideyiz. Dünyada kaç dil olduğunu biliyoruz aynı dünyada yaşadığımız halde birbirimizi anlamakta zorlanıyorken, hassasiyetlerimiz farklıyken işimiz çok kolay olmayacak.
Bu konularda yazmamın bir nedeni var.
Ne kadar ileride oluşabilecek sorunlar hakkında düşünürsek kısa vadede oluşan sorunları ileride yaşanabilecek sorunları önleyici şekilde alma şansımız olabilir. Cümle biraz kasıntı oldu ancak durumun özeti bu.