1. Anasayfa
  2. Genel

Ötegezegen ve Bilimsel İlerleyiş.

Ötegezegen ve Bilimsel İlerleyiş.
0

Selam olsun,

Ne zamandır üzerine film çekilecek kadar “Dünyanın Sonu” yaygarası kopartılmadığını fark ettim. Eli kulağındadır. Paraya sıkışan bir araştırmacı ya da yazar/yönetmen bu eksiği gidermek için eminim ki elinden geleni yapacaktır.

Bu eksikliği gündem yaptıktan sonra biz daha gerçekçi bir konuya geçelim.

Yıllar yıllar önce atalarımız taşı taşa vurarak ateşi keşfetme telaşına düşmüşken… Bu şekilde konu çok uzayacak biraz hızlandırma yaparak 1992 yılına gidiyorum.

Bundan tam 33 sene önce ne oldu ki özellikle bu yıla geri gittik?

İlk kez kendi yıldızımız sınırlarını aşarak başka yıldızların gezegenleri olduğunu kanıtladık. Tuhaf gelecektir ama evet 33 sene evvel başka yıldızların yörüngesinde gezegen var mı bilmiyorduk. Haksızlık etmemek adına bilmiyorduk kısmını izah edeceğim zira büyük emekler verilmiş çalışmalar bunu hak ediyor. Bilmiyorduk yazmamın nedeni öngörüyorduk, olması lazım diyorduk ama ortaya koyabileceğimiz bir kanıt yoktu. Başka bir yıldızın yörüngesinde gezegen olduğunu bundan sadece 33 yıl önce kanıtladık. O günden sonra 7.000’den fazla ötegezegen keşfettik. 15.000’den fazlası ise değerlendirilme aşamasında. Malumunuz uzun süredir gezegen olarak kabul ettiğimiz ama gezen olmaktan çıkardığımız Plüton gibi örneklerden anlaşılacağı gibi kriterleri tespit etmek zor bir süreç.

Bilim genelde bir konuda adım atma yetisine sahip olmak için uzun yıllar bebek adımlarıyla ilerse de o adımı atar atmaz Usain Bolt gibi koşmaya başlıyor. Sadece 33 sene önce ilk ötegezegeni bulduğumuzu düşünürsek bugün onaylı, onay aşamasında olan 10.000’den fazla ötegezene ulaşmamız bu duruma örnektir.

Aslında bunu teknolojinin her alanında gözlemleyebiliriz. Kullandığımız cep telefonlarının 10 sene önceki halini düşünebilirsiniz ya da ilk oyun konsoluyla bugün çıkan oyun konsollarının grafik farkına bakabilirsiniz. Bilimin yakıtının teknoloji olduğunu düşündüğümüzde teknolojinin gelişimi bilimi, bilimin gelişmesi teknolojiyi tetikliyor diyebiliriz. Bitmeyen bir döngü gibi.

Bundan 33 sene öncesine kadar kendi yıldızımızın dışındaki yıldızlarda gezegenler olmalı, olabilir diye düşünüp bunu kanıtlayamamak size bir şeyi hatırlatıyor mu? O zamanın yayınlarına baktığınızda, makaleleri okuduğunuzda genelde gezegen evrende yaygın mı? Gezegenler çok az yıldızın etrafında olabilir gibi düşüncelerinde en az yıldızlarda gezegenler yaygın olabilir diyenler kadar ağırlığı olduğunu görebilirsiniz. Bu konu nereden tanıdık geliyor? Evrende yaşam yaygın mı? Bizim dünyamız dışında yaşam olabilir mi? Bugün bu sorulara olmalı, olabilir diye cevap verirken aslında sürekli yaptığımız bir tekrar durumu olan kanıtlayamamayla dansımıza devam ediyoruz.

Belki 33 yıl sonra yani 2058 yılında dünya dışı birçok yaşam bulmuş olabiliriz. Çok iyimser geldiğinin farkındayım her durum aynı sonucu vermez bunu da biliyorum ama bulunursa benim tahminim tek bir yaşam değil birçok yaşam bulunacağıdır. Yukarıda bahsettiğim bebek ile Usain Bolt örneğine dayanarak böyle olacağını düşünüyorum. Muhtemelen yaşam arama yöntemlerimiz değişecek ya da yaşam tanımımız… Bir şekilde doğru yöntemlere sahip oldukça açılacak pencereden çok fazla yaşamı bulabiliriz diye düşünüyorum. Hiç yaşam bulamayabiliriz elbette bu durumu da yok saymanın bir manası yoktur.  

33 yılı biraz daha arttırıp 100 yıl öncesine dönersek bugün kabul ettiğimiz birçok şeyin olabileceğini bilimkurguda bile işlemiyorduk diyebilirim. Bilim ilerler yeter ki teknolojimiz düşüncelerimize yetişebilsin.

Ötegezegen konusunda rahmetli Kepler uzay teleskobu özel bir teşekkürü hak ediyor.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir