1. Anasayfa
  2. Genel

Canlılığın başlamasında suyun önemi?

Canlılığın başlamasında suyun önemi?
0

Selam olsun.

Sudan bir konu yazmak pek hoş karşılanmasa bile ben bu riski alıp su hakkında birkaç şey yazmak istedim. Evet, konumuz sudan bir konu ama suya yazı yazmak gibi beyhude çabalara girmeden bu yazıyı tamamlamaya çalışacağım.

Suyun birçok önemi varken bu nedenlerin hepsini havalı bir şekilde kenara savurarak bilim camiasını cezbeden önemi üzerine düşünelim mi? Benimle birlikte düşler bahçesi yok bu çok sevgi pıtırcığı gibi oldu. En iyisi biz bilim camiasını cezbeden o önem üzerine ciddiyetle düşünelim.

Canlılık nasıl başladı? Suyun canlılık ile ilgi alakası nedir?  Gibi sorular etrafında raks etmeye başlayabiliriz.

Emeklilik dilekçesini vermeye hazırlanan Hubble yeni çocuk James Webb karşısında biraz mahcup duruma düşürülse de kendi üzerine düşenleri fazlasıyla yaptığı için teşekkürü hak ediyor. James Webb ile artık daha eskiye ve mevcutta bildiklerimize daha net bakmaya başladık. Bu daha önce bulduğumuz öte gezegenler hakkında bilgimizin artacağı ve yeni öte gezegenlerin bulunacağı demek oluyor.

Üzerine birçok teori üretilen canlılık nasıl başladı? Sorusuna net bir cevap veremesek bile susuz başlayamayacağı konusunda sanırım herkes hemfikir. Peki, su ile canlılığın arasında nasıl bir bağ var? Sorusunu biraz açalım.

Canlılık dediğimiz şey bir tepkime ürünüdür. Su burada birleştirici/çarpıştırıcı/karıştırıcı görevi görerek atomların birbiriyle tepkimelere girmesine olanak tanır. Sadeleştirirsek şöyle bir örnek verebilirim; Bir karpuz ile elmayı tepkimeye sokmak için karpuzun üzerine elmayı koyarsanız sadece birbirine temas eden yüzeydeki atomlar tepkimeye girebilir. Bunun yerine karpuz ve elmayı sıvı hale getirerek bir suyun içinde uygun işlemleri yaparak tüm atomların birbiriyle tepkimesine imkân verebilirsiniz. İkisi arasındaki tepkime farkı ve olasılıklar çakıl taşı ile göktaşı arasındaki fark kadar büyük olacaktır.

Dünyamızda suyun içinde bulunan Hidrotermal bacalar birçok elementi suyun içine salarak mevcutta yaşanan tepkimelerin varyantlarını arttırıyor. Bu bacalardan çıkan ve göktaşlarıyla olsun ya da uzaydan gelen diğer materyallerle daha zengin bir çözelti tüpü ortaya çıkıyor. Bu sürece 4 milyar yıl süre tanındığında canlı oluşabiliyor. Oluştu demek isterdim ama oluşabiliyor yazmak daha etik geliyor.

Aşina olduğumuz öte gezegen arayışlarımızın temel kriteri bulduğumuz gezegenin güneşinin kütlesine göre bulunduğu konum. Konumu çok yakınsa su buharlaşıyor, çok uzaksa buz halinde bulunuyor. Canlılığın başlaması için sıvı halde su olmadığından bu gezegenlerde canlılık olma olasılığını hemen eleyebiliyoruz.

NASA başta olmak üzere yıldızları ve suyun sıvı halde olabileceğini hesapladığımız gezegenleri aramaya devam ediyoruz. Zannedilenin aksine uzayda su çok yaygındır. Sadece sıvı halde olanlar canlılık için temel olduğundan diğerleri ikincil önemde araştırılmaya devam edilir.

Suyun sıvı halde bulunması elbette canlılık olacağı anlamına gelmiyor ama bizim canlılık olup olmayacağı üzerine araştırma yapmamızın önkoşulu sıvı haldeki sudur. Su sıvı halde bulunuyorsa canlılık için diğer gerekli olan materyaller gezegende var mı? Atmosfer yapısı vb. birçok kriter devreye girecektir.

Suyun sıvı halde bulunmadığı bir gezegende 20 metre aralıklarla canlılığı şıp diye başlatacak iki molekül olsa bile bunlar birleşemeyeceği için canlılık başlamayacaktır. Su canlılığın başlayabilmesi için son derece önemlidir. İlk canlı oluştuğunda ne olacak dersiniz? Karşısında tepkimeye gireceği milyarlarca varyasyon. İlk canlı ile 5-10 milyon yıl sonraki canlılar birbirinden çok ama çok farklı türlerde karşımıza çıkabilir.

Beyin yakan bir soru ile bitirelim.

Dünyamızda karada yaşıyoruz ama yine de yeni canlı türleri bulmaya devam ediyoruz, hani su çok önemliydi? Çok yakışıklı bir soru. Bu yakışıklı soruya Demi More ablamızın otuzlu yaşlarındaki güzelliği ile cevap vermek isterim. Suyun önemi ilk canlılığın başlaması için gereklidir. Karada ortaya çıkan yeni türler sıvı teması ile türler arası üreme ile gerçekleştiğinden yine sıvı üzerinden devam etmektedir. İnsan üremesinden ortaya çıkan canlı türün devamıyken buna karşın at ile eşek üremesinden ortaya çıkan katır yeni bir türdür. Canlının canlı oluşturması kendi türüyle çiftleştiğinde türün devamı, farklı türle çiftleştiğinde yeni tür oluşturması hep sıvı ile olmaktadır. Kaldı ki canlıdan canlı oluşması çok ama çok basittir. İlk canlı oluşması için gereken şartların neredeyse hiç birine ihtiyaç duymaz.

Biliyorum, çevresel faktörler canlılarda evrimleşmeyi ve yeni türleri oluşturabilir ancak hep oluşmuş bir canlının varyasyonları şeklinde ilerleyeceğinden ilk canlılığın oluşum sürecinde gerekli hiçbir şeye ihtiyaç duymayacağından konusunu açmıyorum.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir