Gökbilimci Steve Padilla, her sabah evinden yerden 150 fit yüksekte yükselen bir kulenin tabanına kısa bir yürüyüş yapıyor. San Gabriel Dağları’nda, Los Angeles’tan kuzeye doğru yaklaşık bir saatlik sürüş mesafesinde bulunan Mount Wilson Gözlemevi , uzun zamandır uzay bilimi için bir yuva oldu ve bu aynı zamanda Padilla için Güneş gözlemcisi olarak yaptığı çalışmaların avantajlarından biri. Mount Wilson birkaç güneş sistemi izleyicisine sahiptir fakat kulenin tepesine tünemiş olan teleskop Güneş’i sürekli izliyor. Gözlemciler Güneş’i bu teleskop ile yakından inceliyor ve böylece yıldızımızın yaşamını ve faaliyetini daha iyi anlayabiliyoruz.
Padilla, teleskopun 1912’de faaliyete geçmesinden bu yana her gün kullanılan açık hava kabinine takılı bir emniyet kemerine kendini tutturuyor (kablolar o zamandan beri değiştirildi).
Padilla, “Rüzgarlı günlerde bu biraz korkutucu olabilir.” dedi.
Padilla, en yüksekteyken, Güneş’in bir görüntüsünü çok aşağıda yer alan bir gözlem odasına yansıtan bir dizi ayna ayarlıyor. Aşağı döndüğünde, Güneş’in yüzünü benekleyen koyu lekeleri çizmek için grafit ağırlıkları değişen bir dizi kalem kullanıyor. Bu günlük iş, en uzun güneş aktivitesi kaydımız olan güneş lekesi sayısının temelidir. İnsanlar 1000 yıldan uzun süredir güneş lekelerini (güçlü manyetik aktiviteden kaynaklanan karanlık lekeler) gözlemlediler ve teleskobun icadından bu yana, son 400 yıl boyunca bunları ayrıntılı olarak izlediler. Güneş lekelerini çizmek için zaman ayırmak, sayılmaları için başlıca yöntemdir. Güneş lekelerini araştırmak, güneş aktivitesinin zaman içinde nasıl yükselip alçaldığını incelememizin en temel yoludur ve güneş döngüsünü nasıl takip ettiğimizin temelini oluşturur.
Güneş lekeleri, Güneş’in nispeten sakin durumdan fırtınalıya geçtiği ve 11 yıllık doğal döngüsüne karşılık ortaya geliyor. Güneş maksimum denilen en aktif haliyle ve lekeleriyle çilli ve manyetik kutupları tersine döndürüyor. (Yeryüzünde, Kuzey ve Güney Kutupları her on yılda bir ters dönselerdi bu durum gerçekleşirdi.) Güneşin minimum olduğu dönemde, güneş lekeleri az ve çok ufaktır. Güneş, çoğu zaman bir yumurta sarısı kadar boş ve özelliksizdir.
Güneş’in davranışını anlamak, güneş sistemimizdeki yaşamın önemli bir parçasıdır. Güneş’in güçlü patlamaları, Dünya’nın etrafında dolaşan uyduları ve iletişim sinyallerini veya bir gün uzak dünyaları keşfeden Artemis astronotlarını rahatsız edebilir. NASA bilim adamları güneş döngüsünü inceliyorlar, böylece güneş aktivitesini daha iyi tahmin edebiliyoruz. 2020 itibariyle Güneş, Aralık 2019’da meydana gelen minimum uykusundan sıyrılmaya başladı. Güneş Döngüsü devam ediyor ve bilim adamları, güneş döngüsü işaretleri konusundaki anlayışlarını test etmek için bir şans daha istiyorlar.
Ancak uzun vadeli çalışmalar, güneş döngüsü biliminin bel kemiğidir. Bilim adamları, kapsamlı tarihsel kayıtlarla, Güneş’in davranışındaki onlarca yıllık kalıpların izini sürebilirler. Güneş lekelerini saymak söz konusu olduğunda, verilerin kendisinin tutarlılığı kadar gözlemlerin doğruluğu veya çözünürlüğü ile ilgili değildir. Koronavirüs salgını nedeniyle kapıları kapatılmış olsa bile, Kraliyet Gözlemevi ekibinden bir gözlemci, rekoru sağlam tutmak için her gün teleskop kulesine doğru yol alıyor.
Lemaître, her bir güneş lekesine metodik olarak yaklaşarak, daha ince ayrıntılarla gölgelendirmeden önce bir güneş lekeleri ailesinin ana hatlarını çiziyor. Bu hassas kalem çalışması, güneş lekelerinin açığa çıkarabileceği güçlü patlamalara inanmaktadır.
Güneş lekeleri, yoğun manyetik enerji kümelerinden ortaya çıkar. Manyetik kuvvetleriyle güçlendirilerek, kaynayan bir tencerede pirinç tanesi gibi güneş enerjisini çalkalayarak yükselirler. Güneş lekeleri, çevrelerinden daha soğuk oldukları için daha koyu görünürler; çekirdeklerindeki manyetik düğüm, enerjinin Güneş’in yüzeyinden dışarı yayılmasını engeller. Güneş lekesi üzerinde yeterli manyetik enerji oluştuğunda, güçlü bir patlama veya patlayan bir soda şişesi gibi ışık ve güneş maddesi fışkırarak dağılabilir.