NASA, James Webb uzay teleskobundan yeni görüntüler paylaştı:
#NASA Görüntüleri paylaşırken şu ifadeleri kullandı: “Şimdiye kadar yapılmış en güçlü uzay teleskobu #JamesWebb, Evrenin şimdiye kadar görülmemiş en derin kızılötesi manzaralarını verdi.“
Görüntülerin HD Orjinal halleri ve detaylı bilgileri aşağıda:
Güney Halka Bulutsusu (NIRCam Görüntüsü)
NGC 3132’nin merkezindeki parlak yıldız, NASA’nın Webb Teleskobu tarafından yakın kızılötesi ışıkta görüntülendiğinde öne çıkarken, çevreleyen bulutsunun şekillendirilmesinde destekleyici bir rol oynuyor. Parlak yıldızın kırınım sivri uçlarından biri boyunca sol altta zar zor görülebilen ikinci bir yıldız, bulutsunun kaynağıdır.
Webb, bu sahneyi, çoğu yalnızca uzaydan gözlemlenebilen orta-kızılötesi ışıkta yakaladı. Orta kızılötesi ışık, araştırmacıların kırmızı yıldız gibi tozla kaplı nesneleri algılamasına yardımcı olur.
Güney Halka Bulutsusu (MIRI Görüntüsü)
Bu Orta Kızılötesi Enstrüman (MIRI) görüntüsü, arka planda uzak galaksilerin önbelleği de dahil olmak üzere inanılmaz miktarda ayrıntı sunar. Çok renkli ışık noktalarının çoğu, yıldızlar değil, galaksilerdir. Küçük üçgenler, bulutsunun en alttaki kırmızı kenarlarındaki mavi bir tane de dahil olmak üzere yıldızların dairesel kenarlarını işaretlerken, galaksiler şekilsiz daireler, düz çizgiler ve spiraller gibi görünür.
Stephan’ın Beşlisi (MIRI Görüntüsü)
Güçlü, orta-kızılötesi görüşü ile Orta-Kızılötesi Enstrüman (MIRI), beş gökadadan oluşan görsel bir grup olan Stephan Beşlisi’nin daha önce hiç görülmemiş ayrıntılarını gösterir. MIRI, etkileşimlerle galaksilerin dış bölgelerinden sıyrılan devasa şok dalgalarını ve gelgit kuyruklarını, gazı ve yıldızları ortaya çıkarmak için tozla kaplı bölgeleri görüntüledi. Ayrıca yıldız oluşumunun gizli alanlarını da ortaya çıkardı. MIRI’den gelen yeni bilgiler, galaktik etkileşimlerin erken evrende galaksi evrimini nasıl yönlendirmiş olabileceğine dair paha biçilmez bilgiler sağlıyor.
- Zaman var mı yok mu? WEBB katkılarıyla.
- Uzay’da Yaşam Olmayabilir Mi?
- Zaman mı hareketi sağlar? Hareket mi zamanı var eder?
- Dünyanın Manyetik Alanı Olmasa Ne Olurdu?
- Karadelikler mi Karadelik mi?
Bu görüntü, NIRCam-MIRI kompozit resminde kullanılandan bir tane daha MIRI filtresi içeriyor. Baltimore’daki Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü’ndeki görüntü işleme uzmanları, gökada özelliklerini birbirinden ve gökadalar arasındaki şok dalgalarını en net şekilde ayırt etmek için üç MIRI filtresini ve kırmızı, yeşil ve mavi renkleri kullanmayı seçti.
Bu görüntüde kırmızı, tozlu, yıldız oluşturan bölgelerin yanı sıra son derece uzak, erken gökadaları ve kalın tozla kaplanmış gökadaları belirtir. Mavi nokta kaynakları, tozsuz yıldızları veya yıldız kümelerini gösterir. Dağınık mavi alanlar, önemli miktarda büyük hidrokarbon molekülüne sahip tozu gösterir. Görüntü boyunca dağılmış küçük arka plan gökadaları için yeşil ve sarı renkler, bu hidrokarbonlar açısından da zengin olan daha uzak, daha eski gökadaları temsil eder.
Karina Bulutsusu’ndaki “Kozmik Kayalıklar” (NIRCam Görüntüsü)
Bu görtüntü NGC 3324 Nebulası’nın bir kenarıdır. NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu’ndaki Yakın Kızılötesi Kamera (NIRCam) tarafından kızılötesi ışıkta yakalanan bu görüntü, yıldız doğumunun önceden gizlenmiş alanlarını ortaya koyuyor.
Kozmik Uçurumlar olarak adlandırılan bölge, aslında yaklaşık 7600 ışıkyılı uzaklıktaki NGC 3324’ün içindeki devasa, gazlı bir boşluğun kenarıdır. NIRCam – keskin çözünürlüğü ve benzersiz duyarlılığı ile – önceden gizlenmiş yüzlerce yıldızı ve hatta çok sayıda arka plan gökadasını ortaya çıkarır. Bu görüntüde öne çıkan birkaç özellik aşağıda açıklanmıştır.
— Göksel “dağlardan” yükseliyormuş gibi görünen “buhar” aslında sıcak, iyonize gaz ve yoğun ultraviyole radyasyon nedeniyle bulutsudan akan sıcak tozdur.
— Dramatik sütunlar, genç yıldızlardan gelen kabarcıklı ultraviyole radyasyona direnerek parlayan gaz duvarının üzerinde yükseliyor.
— Kabarcıklar ve boşluklar, yeni doğan yıldızların yoğun radyasyonu ve yıldız rüzgarları tarafından esiyor.
— Altın renginde görünen önyıldız jetleri ve çıkışları, tozla kaplanmış, doğmakta olan yıldızlardan fırlar.
Bu çok erken yıldız oluşum periyodunu yakalamak zordur çünkü tek bir yıldız için sadece yaklaşık 50.000 ila 100.000 yıl sürer – ancak Webb’in aşırı duyarlılığı ve mükemmel uzaysal çözünürlüğü bu nadir olayı kronikleştirmiştir.