1. Anasayfa
  2. Genel

Yapay Zekanın Bilime Katkısı.

Yapay Zekanın Bilime Katkısı.
0

Selam olsun,

Bu sefer belirli bir konuya değil tüm konuları ilgilendiren bir temel hakkında yazmak istedim. Bazı konular müstakil olarak önem sahibiyken bu sahip olduğu önemi paylaşmaz ama bazı konular vardır ki önemi tüm konulara sirayet eder. Bu bahsedeceğimiz konu gibi…

Çok kısa bir zaman dilimde çok büyük ilerleme sağladık ve bilgimiz arttı. Bu konuda insanlığı alkışlamamız sanırım verilmesi gereken bir hakkın teslimi olarak görülecektir.

Geldiğimiz noktada bilimsel ilerlemede tıkanıklar yaşıyoruz ki bu beklenmedik bir durum değil zira elde olan bilgi arttıkça cevabını aradığımız sorular çoğalmakta. Sorular çoğalmakla kalmıyor aksine cevaplandıkça Nasrettin Hocanın kazanı gibi durmadan yeni sorular doğuruyor. Önceleri dünyanın düz mü yoksa yuvarlak mı olduğu sorusuna muhatapken bugün kuantum girdabında aklımıza mukayyet olmaya çalışıyoruz.

Bilim, bu durumu aşmak için mevcut teknolojinin yetersiz ve insanın yetersiz kalacağını kabul etmiş durumda. Bunu aşacak bir yol bulmaya/yapmaya çalışıyor. İnsan olarak çocukluk ve yaşlılık gibi dönemleri çıkartırsak 40 – 50 senelik bir yaşam sürmekteyiz. Her ne kadar bilgi aktarımı yapıyorsak bile sadece mevcut bilgiyi aktarabiliyoruz. Daha ne olsun istiyorsun? Diye düşünebilirsiniz lakin bu çalışmalarla elde edilen tecrübe, yetenek ve zihin dünyamız aktarılamıyor. Örneklersek Messi dünyanın en iyi futbolcularından ve tüm bilgi birikimini gelecek nesle aktarsa bile bu bilgilere sahip olmak ile Messi olamayacağımız aşikar. Aktarımı mümkün olmayan yetenek, yatkınlık, uzmanlık, pratik tecrübe, kişilik, zihin dünyası, düşünme pratikleri ve çok daha fazlası etken bulunmakta.

Mesela Einstein abimizin tüm aktarımlarına sahibiz ancak bir Einstein daha çıkartmamız o kadar kolay bir durum değil. Düşünsenize Einstein, Tesla, Newton gibi insanların 1.000 sene kadar yaşadıklarını! Nasıl bir dünya olurdu? Görece daha ilkel bir teknoloji ile ulaştıkları başarıları bugünkü teknolojileri kullanarak nerelere çıkartabilirlerdi? 200 sene sonraki teknolojileri kullanarak neler yapabilirlerdi?

Günümüzde gelişmekte olan kuantum işlemciler ve yapay zeka çalışmaları birbirinden ayrı ilerliyor gibi gelse bile bu çalışmaların varacağı nokta birbiriyle ilintilidir.

Bugün için çok basit düzeyde kullanılıyor ancak ilk telefon bulunduğunda ne kadar teknolojikti? Diye düşünmemiz lazım. Bir kablonun iki ucunda ahize bulunuyordu ve sadece ses aktarıyordu. Bugün kullandığımız telefonlar ise uydularla iletişim içinde bize dünyanın her yerinde yol ve trafik yoğunluğunu verebilmekte. Hepimiz cebimizde bilgisayarlarla gezdiğimizi kabul ediyoruzdur.

Yapay zeka ve Kuantum İşlemcilerin bu gelişim süreci sonunda bugün için sadece düşünülen zihin aktarımı gibi konuların gündeme geleceğini görebiliyoruz. Robotlara verilecek yapay zeka ile kazandıkları yetenekleri binlerce yıl geliştirecek ve muhafaza etmelerini sağlayacaktır. 40 – 50 senelik tecrübe yerine 1000 – 2000 senelik tecrübeyi kıyaslamamız sanırım yersiz olur ama bunun nasıl bir sıçrama yaptıracağı konusunu düşünmemiz çok yerinde olur.

Evrenin dili dediğimiz matematik uzay konularında çok karmaşık ve birçok değişkenle karşımıza çıkıyor. Bahsettiğimiz şey; dünyadan bir mekik fırlattığımızda haritalandırdığımız 200 gezegenin yörüngelerinden kendisini hızlandıracak şekilde bir rota çizmemiz gerekiyor. Bunu yapmak için gereken matematiği düşününce insanın karnına ağrılar saplanıyor ki buna bir de değişkenleri ekleyin. Mesela 140. Gezegenin hızını etkileyen uydusu ile yakınlaşma rotasını bulmanız gerekecek ona göre bir istikamet ve hız belirleyeceksiniz ama 140. Gezegen için bunu belirlerken geride kalan 139 gezegenin en ideal durumu değişmeyecek. İnanılmaz bir matematiktir.

Bilimin yeni başlatacağı çağ yapay zeka çağıdır. Kuantum çağının gelebilmesi için bile oradaki soru ve sorunları çözeceğimiz seviyeye gelmek yine yapay zekadan geçmekte.

Paylaş

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir