Selam olsun,
Uzaya çıkan çılgın Türkler!
Bu konu hakkında yazılanları okudukça insanların siyasete çok kapıldıklarına şahit oluyorum. Bilimsel Sağ ya da Bilimsel Sol diye fraksiyonlar görürsek şaşırmayalım.
Bir Türk’ün uzaya çıkması iyi bir şeydir. İnsanlarda farkındalık yaratır, çocukların hayallerini uzay kaplar. Toplumun gündeminde kendine yer bulur ve üzerine konuşulan bir konu olmaya başlar. Topluma uzay ve uzay çalışmalarını sevdirmek için yapılan her türlü eylem oldukça kıymetlidir. Bugün uzaya çıkan Türk şeklinde yayınları izleyen bir çocuğun ileride uzay çalışmaları yapmasını tetikleyebilecek türden işlerdir bunlar. Çocukların geçmiş yüzyıllardan hedefler bulmasından ziyade gelecek olan uzay çağına hayaller kurabilmesi güzel olur.
Gelelim bu uzaya çıkan Türk kısmının diğer tarafına. Bunun değeri sadece bilim ile toplumun tanışması, kaynaşması ve sevmesi üzerinedir. Başka bir değer ya da anlam yüklemek yersizdir. Siyasi görüşlerden uzak olarak değerlendirdiğimizde uzaya çıkma gibi bir durum söz konusu değildir.
Mevcut durum uzaya götürülmektir. Uzaya çıkan Türk olacaksa o arkadaşımızı uzaya çıkartacak teknolojiyi yapmamız ya da en azından sahip olmamız gerekiyor. Bir uçağa bindiğimizde havacılık işine girmediğimiz gibi başkasının teknolojisi ile uzaya çıkan mekiğe binince uzay teknolojilerine girmiş olmuyoruz.
Bu olay hakkında ne bir kısım insanlar gibi değersiz kılmaya gerek var nede haddinden fazla değer yükleyip çağ başlatmaya.
Uzaya çıkmak için bazı teknolojiler gerekiyor ancak bu teknolojiler yeterli değildir. Teknoloji kadar yetişmiş insanınız olması gerekiyor. Bu ikisi olduğunda yine yeterli gelmeyecektir. En önemlisi böyle bir niyet gerekiyor.
Teknoloji gerekiyor dedik ama bu marketten alabileceğimiz bir şey değildir. Uzay mekiği yapmak için yıllarca süren çalışmalar yapmak lazım. Bunlardan önce uzayın yapısını, şartlarını, tehlikelerini ve uzayda kullanılacak materyaller üzerine uzmanlar yetiştirmek, uzmanlara çalışmalarını yapacak kurumlar kurmak gerekiyor.
İlk uzaya çıkış çalışmalarını 1950 li yıllarından sonlarında başlatmış ülkeler ancak bizi alıp uzaya götürebiliyor. Biz ise 2024 yılında hala 1950 li yıllardaki uzay çalışmaları seviyesinde değiliz. İşin teknik boyutlarını geçiyorum zira sadece astronot yetiştirmek bile yıllarca süren bir süreçtir ki o astronotları yetiştirecek kişileri yetiştirmek, teknolojileri geliştirmek yaptım oldu şeklinde yapılacak işler değil.
Evet, Türk’ün uzaya götürülüşü uzay çalışmaları ve teknolojileri alanında değersiz hatta önemsiz bir adımdır lakin bunların olabilmesi için gençlerimizin ve çocuklarımızın hayallerine uzayı sokmamız açısından oldukça değerlidir.
Bugün NASA’nın bütçesi düşürüldüğünde Amerikan halkı sokaklarda eylemler yapıyor. Uzay çalışmalarının desteklenmesi için yürüyüşler düzenliyor. Halk bilimsel ilerlemeden çok uzay çalışmalarına ilgi duyar. Bu ilgiyi uyandırmak bilimin gelişmesi için son derece önemlidir. Bizim gibi uzay gibi konularda ilgisiz toplumların uzay çalışmalarına destek gibi dertleri olmuyor.
Umarım bu tip çalışmalar devletimize ve milletimize uzay hayalleri kurdurtur zira bu olayın tek değerli tarafı budur.
