Selam olsun,
Teknolojide ilerlemenin, bilimsel çalışmaların, bilimsel çalışmaların toplum tarafından anlaşılır kılınması ve bunların etkisinde toplumların gelişmesi gibi kallavi bir konuyu gündem etmek istememin başlıca nedeni uzay çağına girdiğimiz bu dönemde taş devrinden hallice yaşayan toplumlara ışık tutmak değil, bu değerlerin bir toplumu nereden alıp nereye getirdiğidir.
Biliyorum ki bir konunun değerini, önemini ve etkilerini anlamanın en iyi yollarından bir tanesi o konuyu pembeleşinceye kadar zihnimizde kızartmaktır.
Sonucu başta yazıp bu sonuca giden yolları daha sonrasında yazacağım zira bazen sonuçtan geriye gitmek gerekebilir ki bu konu öyle bir konu.
Türkiye’de Anadolu illerinden birini düşünelim. Bu ilin küçük ilçelerinden birini ve o ilçenin bir semtini/köyünü…
Bu köyde eğer şanslılarsa eczane, bakkal, hırdavatçı ve sağlık ocağı vardır. Şanssız bile olsa en azından köy kahvesi kesinlikle vardır. Bu köy kahvesinde konuşulan konular büyük ölçüde traktörün lastiği patladı kime yaptırabiliriz, tarlaya domuz dadandı tüfek mi sıkalım tüp mü patlatalım, komisyoncu kaç para verecek, hayvanları nasıl arttırırım gibi konulardır. Siyaset, spor ve güncel konuları geçiyorum ki güncel konu kaynım bana şunu yaptı tadındaki programların güncelliğinden öteye pek geçmez.
Almanya’nın adını bilmediğiniz bir ilindeki köy/kasaba da ise şansınızdan bağımsız kütüphane, köy/kasaba ya özel devlet kurumu (Hayvancılıkla uğraşan bir köy ise hayvan işlerine, tarım köyü ise tarım işlerine yönelik), köy kahvesi yerine onlarda bar olur genelde. Bar’da köylülerin konuştuğu konular ise biraz farklı. Drone ile sulama sistemi olarak hangi marka modeli kullanalım, tarım ya da hayvancılığı daha sürdürülebilir olarak nasıl yapalım, fazla ağaç kesimi köyümüzün ekolojik dengesini bozabilir, hangi hayvanın hangi otlardan yemesi gerekiyor ya da hangi ekinin hangi şartlarda yetişmesi gerekiyor gibi konularda araştırmalar yapılmasından tutun danışmanlar tutulmasına kadar…
Bir toplumu tarladaki domuzla ilgilendiren ve diğer bir toplumu drone ile sulama sistemleri konusunda yatırım yaptıran şey bilimin topluma inip inmemesi belirliyor.
Bu küçücük farkın etkileri üzerine düşünelim.
60 Yaşında bir alman ile 60 yaşında bir Türk’ü yan yana getirdiğimizde sanırım hepimiz farkı bir saniye içinde anlayabiliriz.
Birimiz 20 ağaç fidesi dikmek için elimize kazma kürek alıp saatlerce kendimizi yıpratıyoruz. Bazılarımız bunu spor olarak görebilir lakin spor daha bilinçli ve farklı bir matematiğe sahiptir. Bu aktivite bedene aşırı yüklenme ve yıpratmadır. Bir alman ise bu işlemi ağaç fidesi dikmek için üretilmiş makinalar ile dakikalar içinde bitiriyor. Bu sadece bir örnektir ve bu örnekler rahatlıkla çoğaltılabilir. Köylerimizdeki 60 yaş ve üzeri insanlarımızın diz kireçlenmesi yaşamaları, zor yürümeleri, bel sorunları ve erken yaşta bedenen ihtiyarlamaları ırksal bir özellik değildir. Hayatı yaşarken bedenin yıpranması ile orantılıdır.
Bu kıyasta insanın aklına ilk olarak “onların parası var, bizim köylü nasıl yapsın?” sorusu gelebiliyor ama bunları yaptıkları için paraları olduklarını ıskalayan bir soru. Bu aşamada bu fark doğası gereği açılarak büyümekte. İki insan düşünelim birisi sabit duruyor diğeri durmadan adım adım yürüyor her geçen saniye aradaki fark açılıyor. Yetişmeniz gereken mesafe sürekli artıyor ve işler daha çözülemez hale geliyor.
Sanırım bilim kadar bilimin topluma indirilmesinin önemi konusunda ufak bir açıklama yaptım.
Bilim, teknoloji ve uzay çalışmalarının tamamında topluma inecek teknolojik ilerlemeler sağlanmaktadır ancak bunların toplumun yaşam kalitesini iyileştirmesi için öncelikle bu çalışmaların yapılması gerekiyor.
Bu çalışmalar maalesef fuzuli ya da ileride yapılacak çalışmalar olarak görülüyor ancak bu çalışmalar ağaç fidesi gibidir. Dikmeden mahsul alamaz ve elinizde satacak mahsul olmadığından ekonomik bir gelişme sağlamak pek olası olmayacaktır. Bilimsel çalışmalar ve bu çalışmaların teşvik sistemleri ile köylerden başlayarak yaygınlaştırılması emin olun ki köy kahvelerindeki sohbetleri bile değiştirecek etkilere sahip olacaktır.
Gelişmiş toplumların uzaydaki gök taşlarından değerli materyalleri toplama niyetleri ve çalışmaları bu adımların ürünleridir. Bugün bizi uzaya çıkartmaları için 50 milyon $ gibi bir ücret ödediğimiz toplumlar bu ilerlemeyi yapan toplumlardır.
Basitçe bilimsel çalışmaların önemi konusunda günlük hayatımızdan bir örnek vermek istedim ki bu konunun en ufak konulara bile nasıl etki ettiğini daha net anlatabileyim yoksa çok daha derin örneklemeler yapılabilir. Toplumların konuştuğu konulardan, kitap okuma alışkanlıklarına kadar birçok şey toplumda yaratılacak bilimsel açlıkla sağlanır bu açlık için ise toplumların bu konuda önünü açacak çalışmaların yapılması.
Bilimsel çalışma yapmadan teknoloji üretemezsiniz.
Teknoloji üretmeden uzaya çıkamazsınız.
Uzaya çıkmadan daha fazla bilgi edinemezsiniz.
Daha fazla bilgi edinmeden daha fazla teknoloji geliştiremezsiniz.
Bunlar bir bilgi sarmalıdır.