Selam olsun,
Bir ütopyadan bahsedeceğim ama bahsederken ikiyüzlülüğümüzü suratımıza bir tokat gibi çarpma niyetim var zira bunu hak ettiğimizi düşünüyorum. Her ne kadar akıllı yaşam olarak geçsek bile benim bu akıl düzeyinin belirli bir ortalamada olduğunu kabul etmem mümkün değil. Aklı çalışanların aklı çok çalışıyor diğerleri potansiyel taşısa bile aklı inkâr eden yaşam formu olarak hayatını idame ettiriyor.
Ütopya kısmı dünyamızın bilimi kılavuz kabul ederek idare edilmesi ile alakalı ancak ben ikiyüzlülük ile başlamayı tercih ediyorum.
Neymiş mars ya da başka bir gezegene yerleşip orada iklim oluşturacağız, tesisleşeceğiz ve yaşamımıza engel her durumu ortadan kaldıracak işlemler yapacağız. Bunları sınırlı değil neredeyse sıfır kaynakla yapmayı düşünüyoruz. Şaşırdın mı? Bunun neresi ikiyüzlülük sakın ütopyadan bahsediyor olma diyebilirsiniz ama gerçekten büyük ikiyüzlülük.
Dünyamızdaki kaynakları hunharca kullanıp mevcut olanı tüketirken, sıfır kaynakla bu işleri yapmayı düşünüyor olmak ikiyüzlülük dışında nasıl açıklanabilir? Bir gezegene dünyamızdaki atmosferi yapmak istesek milyar yıl süre alır ki becerebilirsek. Elimizde hazır olan atmosferimizi yok etmek için her şeyi deneyen biz insanlar değil miyiz?
Uzay çalışmaları yapılırken örneğin bir göktaşının yörüngesini değiştirirken yaşam olma ihtimali en zayıf olan gezegen tarafını tercih ediyoruz. Hassasiyetimiz gözlerimi yaşarttı, düşük ihtimal bile olsa x gezegeninde yaşam olma ihtimali y gezegeninden fazla o zaman göktaşını y gezegeni tarafına doğru saptıralım. Kaç canlının soyunu tükettiğimiz, kaçının soyunun tükenme aşamasına geldiğini biliyoruz. Canlıların yaşam alanlarını betonlaştırıp, geçiş yollarını kapatıyoruz. Spor için avlanıyoruz, Yaşam alanlarını istila edip bunlar zararlı diyerek öldürüyoruz… Her yıl yüzbinlerce canlı trafik kazalarında ölüyor. Bu bahsettiklerim genelde hayvanlar ama durum bitkilerde ya da insanlarda farklı değil. Canlıya saygıyı dünyamızda bunca tür varken göstermiyorken konu uzaydaki araştırmalar olunca bu hassasiyeti anlayamıyorum.
Evrendeki diğer gezegenlerde aradığımız her şey dünyamızda varken biz bunların ne kadar nadir olduğunu biliyorken bu hoyrat davranışı nasıl izah edebiliriz?
İkiyüzlülük kısmını çok uzatmak istemiyorum çünkü kendi keyfimde kaçıyor. İnsanın yüzleşmesi pek eğlenceli olmuyor.
Ütopya dediğim kısım ise bu hassasiyetleri dünyamızda kılavuz alıp dünyamızın yönetilmesi. Dünyamızdaki gezegen özellikleri, yaşamın olması, türlerin çeşitliliği o kadar nadir ki pamuklara sarıp korumamız lazım. Bizler daha fabrika bacalarına filtreler taktıramıyoruz.
Düşünsenize dünyamızın atmosferine, doğasına, iklimine zarar verecek şeylerin yapılmadığı bir dünyada yaşadığımızı. İnsan, hayvan ya da bitki tüm canlıların yaşam haklarına evrendeki en nadir şeyler olarak baktığımızı… Hepimiz hatta herkesin bildiği üzere dünyamızın su kaynakları azalıyor ancak dünyanın her yerinde suyun hiç bitmeyecek gibi kullanılmasının önüne bile geçmeyi başaramıyorken elbette çok şey istediğimin farkındayım.
Hoyratça kullanılan dünyamızın kaynaklarını koruyamıyorken başka gezegenlerde bu kaynakları birçok zorluklarla sınırlı düzeyde üretmeye çalışmak insanın aklını bulandırıyor. Biz bu şekilde evrendeki tüm gezegenlerin kaynaklarını şatafat için, eğlence için tüketene kadar kullanmak için sömüreceğiz gibi duruyor.
Bilimin egemen olduğu evrensel bir yönetim, kanun, kurallar olması gerekiyor ki bunların bağlayıcı olması lazım. Aksi halde bizler marsta canlı bulsak bile kesinlikle soylarını tüketecek şeylere imza atacağız gibi duruyor.
Gerçekten evrende belki benzersiz belki de çok nadir olan gezegen özelliklerini, yaşam çeşitliliğini bile isteye yok etmeye doğru gidiyoruz. Unutmayalım ki bu yaşam çeşitliliği ve gezegen özellikleri bugüne kadar evren çalışmalarında eşsiz diyebileceğimiz boyuttadır. Sayısını yazmaya kalksak rakamların yetmeyeceği göktaşlarına bu nadir belki de eşsizliklere verdiğimizden daha fazla değer veriyoruz gibi.
Yanlış anlaşılmak istemem. Elbette göktaşları çok önemlidir kesinlikle araştırmaları hak ediyorlar. Bahsettiğim şey bunlara ilgimizin azalması, kesilmesi değil. En nadir olan belki de eşsiz olan bu gezegene ve yaşam çeşitliliğine çok ama çok daha fazla önem vermektir. Önem vermekten kasıt ise korumak, kaynakları dikkatli kullanmak ve yok olmalarını engellemek.
Bilimin egemenliğini sağlayamadıkça herkesin her şeyi bildiği ama kimsenin düzeltmek için bir şey yapmadığı dünyamızda kaynaklar tükenene kadar yaşamaya devam edeceğiz.