Selam olsun,
Karanlık enerji, karanlık madde ve karadelikler…
Neden bu süper üçlünün konusu açıldığında beynimiz çatlarcasına ağrıyor?
Hayır, karanlık enerji şudur karanlık madde böyle olmalı ya da karadeliğin ufuk çizgisinden bahsetmeyeceğim. Bildiklerimizi şimdilik bir kenara bırakalım ve pek kabul görmeyen alternatif ya da tamamlayıcı teorilere bir şans verelim.
Bir teoriye göre karadelik hakkında bildiklerimiz temelden hatalı olabilir.
Yıldızlar içe çöküyor ve uzay bükülüyor tamam bunu biliyoruz ama bize farklı şeyler söyleyen bir teori yok mu? Dediğimizde karşımızda Karanlık Yıldızlar!
Karadelik yerine karanlık yıldızı koyarsak ne olur?
Bu sorunun cevabını vermeden önce karanlık yıldızı kısaca tanımlamak için bir alt satıra geçiyorum.
Karanlık yıldızlar; çekim alanına giren ışığı parçalayıp karanlık enerjiye dönüştürür. Bu tanımı sevmediyseniz bir başka tanım yapabiliriz. Bu yıldızların kütle çekimi o kadar güçlü ki ışık bile bu çekimden kaçamıyor. Evet, standart karadelik teorisinde aynı kütle çekiminden dolayı ışığın kaçamadığı gündem ediliyor ama buradaki durum biraz daha farklı.
İçine çökmüş bir yıldız yerine aynı kütle çekimine sahip karanlık maddeden oluşan gezegeni koyarsak bu bize karadelikte tıkandığımız hangi kapıları açabilir? Bu teori ilk başta yazdığım gibi tartışmalı ve pek kabul gören bir teori değildir ama buna karşı incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Yanlış olduğu kesin olduğunda bile içindeki doğrular ya da bize katacağı bakış açısı büyük bir kazanım olabilir.
Tekrar sorumuzu soralım.
Karadelik yerine karanlık maddeden oluşan karanlık yıldızı koyarsak bu bize hangi kapıları açar?
Öncelikle karadelikleri nasıl keşfettiğimizi biliyoruz. Direkt olarak kendisini gözlemleme şansımız olmadığından çevresel etkilerini gözlemliyoruz. Peki, bu karadelik değil karanlık enerjiden oluşan bir yıldız olsa aynı etkiler mi olurdu? Cevap muhtemeldir ki evet. Karanlık madde karanlık enerji ayrımına girmiyorum ikisi de olabilir hatta bunlar birlikte de olabilir. Işık ile kütle çekiminin bir arada olması gibi. Bu nedenle karanlık madde ve karanlık enerji diye farklı farklı yazıyorum.
Bu teorinin sorduğu soru “eğer ki ışığın kaçamadığı bir kütle çekimi varsa bunu karanlık dediğimiz madde sağlayamaz mı? Ya da Karanlık enerji ışığı parçalayıp karanlık enerjiye dönüştüremez mi?” Haklı bir soru değil mi? Karanlık yıldız, karadelik teorisini tam olarak dışlamaz zira aynı etkilerin olacağını savunur elbette küçük farklılıkları ortaya koyar.
Peki, aynı etkiler varsa bu kadar önem arz etmenin gereği var mı?
Olmaz mı?
Eğer ki karanlık enerjiden oluşan bir yıldız olduğunu kabul edersek ışığı parçalayıp karanlık enerjiye dönüştürdüğü düşünürsek en basiti solucan delikleri gibi bükülmeye, katlanmaya dayalı teoriler daha sarsıcı eleştirilere maruz kalır. Galaksileri bir arada tutan mega ötesi yıldızlar söz konusu olabilir.
Bunlar bilimin kendi içinde sarsılmaları olur ancak mükemmel bir bakış açısı ortaya çıkabilir.
Elbette en yakın karadelik 1.500 ışık yılı uzakta olduğundan gidelim deme şansımız yok.
Mevcut hızımızla 3 milyon yılda gidebilir ki hiçbir arıza olmadan ve bitmeyen yakıtımız olduğu takdirde.
Teoriyi ayakta tutan bir değer var elbette.
Mesela yıldızın ölümüne yakın çöktüğünü biliyoruz ama sonrasında karadelik oluştuğunu daha da çöktüğünü varsayarak söyleyebiliyoruz. Gözlemleyemiyoruz. Karanlık enerjiye dönüşüp bigbang gibi bir anda büyük kütlelere çıkabileceğine matematik netlikte “hayır” diyemiyoruz.
Evrenimiz tekillikten bir anda nasıl saçıldı? Neden karadelik olmadı?
Peki, bu bağlamda çökerek uzayın bükülmesi mi yoksa karanlık enerjiye dönüşüp kütlesini arttırması mı evrenin başlangıcına daha uygun?
Bu bir teori ve yazdığım gibi kabul gören bir teori değil lakin evrenin genişlediği de kabul görmemişti.
Ben bu tip teorilere kabul ediyorum ki haddinden fazla değer veriyorum ama bence vermemiz lazım.
Sizce karanlık yıldızlar olması karadelik dediklerimizin bu yıldızlar olması haliyle tüm galaksileri bir arada tutanın karanlık yıldızlar olması neleri değiştirebilir?