1. Anasayfa
  2. Bilgiler

Uzayda Yerçekimi Yoksa Kayan Yıldızlar Nasıl Meydana Gelir?

Uzayda Yerçekimi Yoksa Kayan Yıldızlar Nasıl Meydana Gelir?
0

Isaac Newton, 1684 yılında yerçekimi kuvvetini ölçebilen ilk bilim adamıydı. Newton, evrenin her parçacığı arasındaki çekim kuvvetinin, kütlelerinin çarpımı ile doğru orantılı ve aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılı olduğunu keşfetti.

Yerçekimi, maddenin bir yan etkisi olarak düşünülebilir, çünkü kütlesi olan herhangi bir nesne bir çekim alanı oluşturur. İki veya daha fazla nesne varsa, cisimler arasında bir çekim kuvveti oluşur. Bu kuvvet her zaman çekicidir, bu nedenle nesneler her zaman yerçekimi tarafından bir araya getirilir.

Yerçekimi kuvveti mesafeyle ve hızla azalmasına rağmen; kuvvetin büyüklüğü, iki cisim arasındaki ayrım sonsuz büyüklükte olana kadar sıfıra inmez. Evren muazzamdır; ancak, sonsuz boyuttan uzaktır. Dolayısıyla, evrendeki hiçbir parçacık çekim kuvvetlerinden bağımsız değildir. Bu, güneşin etrafında döndüğü gibi dünyanın yanı sıra göktaşları (veya düşen yıldızlar) ve uyduları da içerir.

Ne yazık ki, “sıfır yerçekimi” terimi, yörüngede astronotların yaşadığı kuvvetleri tanımlamak için icat edildi. Ancak mekik körfezinde 300 kilometre (186 mil) yörüngede çalışan bir astronot, hala dünyanın yerçekimi kuvvetine maruz kalıyor. Kuvvetin büyüklüğü, astronot ile gezegenin merkezini ayıran mesafenin karesiyle ters orantılı olduğundan, astronot ile dünya arasındaki çekim kuvveti, onun dünya yüzeyinde deneyimleyeceği değerin kabaca yüzde 91’i kadardır. 

Sonuç olarak, astronotlar yörüngede iken, uzayda yerçekimi olmadığı için değil, yörüngedeki bir cismin sabit bir serbest düşüş durumunda olduğu için ağırlıksızlık yaşarlar. Bir meteor, dünya atmosferine girerken yanan ve gözlemciler tarafından anlık bir ışık çizgisi olarak görülen küçük bir enkaz (veya meteoroid) parçasıdır. Yaygın olarak “ateş eden” veya “düşen” yıldızlar olarak bilinen bu nesnelerin boyutları, yalnızca toz beneklerinden kütleleri tipik olarak bir gramdan (0,04 oz.) daha az olan küçük kaya ve metal parçalarına kadar değişir.

Bir göktaşı atmosfere çok yüksek hızlarda (saniyede 10 ila 70 kilometre veya saatte 20.000 ila 150.000 mil) girerek nesnenin yüzeyinin sürtünme yoluyla ısınmasına neden olur. Meteoroidin yüzeyi buharlaşır ve ardında yüksek sıcaklıktaki atomların yanı sıra ısıtılmış moleküller bırakır. Böylece aşırı ısınmış meteor atomları ve molekülleri daha sonra floresan ampule benzer bir süreçte parlar.

2010 - ∞ / Uzay Portalı

Yazarın Profili
Paylaş
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir